Evet
böyle bir başlığı ne kadar ciddiye alırsınız bilemiyorum ama bence
alsanız iyi olur çünkü birazdan sizlere Türkiye'nin bence gelmiş geçmiş
en önemli sanatçılarından birini tanıtacağım: Tunç Dindaş! Kendisini
yakın olarak tanıyor ve seviyor olmanın ötesinde senelerdir yaptığı
işleri büyük bir hayranlıkla izliyorum. İşin daha da ilginç yanı biz
farkında olmadan neler olmuş neler, ne yeni isimler ne yetenekler
çıkmış da biz kaçırmayalım diye Turbo bunları bir kitap haline getirmiş.
Neden
Grafiti?! Yok tabi ki böyle başlamayacağız ama bize biraz bu işlere
nasıl bulaştığını anlatır mısın? Ve tabi ki Turbo kimdir ve bu isim
nerden geliyor? Kötü başlayan sorular birazdan daha iyi bir hal alacak
diye ümit ediyorum, dayan abi!Binlerce kez cevapladığım
sorulara hoşgeldim.
Hiphop kültürü ile 1982-83 yıllarında Break
Dance yaparak başladım. 1984 yılında ise "Beat Street" isimli filmi
seyredince Graffitinin ne olduğunu anladım. Kağıtlara çizmeye başlayan
serüvenim duvarlara kadar devam etti. Turbo ismim ise o dönemim
"Breakin'" isimli bir filmdeki karakterden geliyor. Mahalledeki
arkadaşlarımın taktığı bir isimdi. Öyle kaldı hala da devam ediyor.
Eğer
Türkiye gibi bir ülkede yaşamıyor olsaydın daha politik şeyler çizer
miydin ya da sence Grafiti ne kadar politik olmalı? Sen bu tarz işleri
seviyor musun?Türkiye'de yaşamak, ya da yaşamamak sorun
değil. Ben graffitinin kaligrafisini seviyorum. Duvara yazılan her
yazıda politik değildir ayrıca. Nedense ülkemizde duvara her yapılan
işin altında politik bir şeyler arama çabası var. Ben yaptıklarımla
yaşadığım şehrin gri duvarlarını renklendirmek, duvarlara bir ruh
kazandırmak istiyorum. Tabiki bazı sanatçılar politik yönü seçebilir.
Bunu yadırgamıyorum ama benim yönüm harfler, renkler ve stiller. Hiç
bir mesaj kaygımda yok. Zaten ülkemizde herkesin bir mesaj kaygısı var.
Onlardan olmak istemiyorum. Sadece adımı yazıyorum.
Biraz
kitaptan hatta kitaplardan da bahsetmek gerek. Bize biraz bu konu
hakkında bilgi verebilir misin? Nerelerden temin edebiliriz, almaya
değer mi? Ben varsa indirmek istiyorum mesela internetten!Öncelikle
netten indirilen bir yer görmedim ama herhalde yakında onu da yaparlar.
Kitapların hikayesi aslında şu şekilde başlıyor. Ben uzun zamandır
böyle bir kitap yayınlamayı düşündüm. Bazı yayınevleri ile de
görüşmelerim oldu. Ama hiç biri tamamı renkli, yüz küsür sayfalık bir
kitabı basmak istemediler. Elimdeki graffiti fotoğraf arşivini de
değerlendirmek istedim. Çünkü neredeyse kesintisiz 97 yılından beri
fotoğraf topluyorum. Birkaç defa fanzin denemem olmuştu. Sonunda 2009
yılında ben bu işi finanse edeyim yoksa kimsenin birşey yapacağı yok
deyip bu işe giriştim. Baskı maliyetini kendim karşılayıp ilk kitabı
bastım. İlk kitap sadece 500 adet numaralandırılmış olarak elden satışa
sunuldu. Herhalde bu satırları siz okurken de kitap tükenmiş olabilir.
İlk kitabın gidişatını ve tavrını gören Marmara Çizgi kitabın devamı
için benimle temasa geçti. "Turkish Graffiti vol.1"in devamı
niteliğinde olan "Street Soul: Graffiti from Turkey"i vakit kaybetmeden
yasal olarak çıkarma imkanı bulduk. Kitapları büyük kitapçılardan
özellikle Robinson Crusoe, Mazot Hiphopshop ve Donut Store'dan temin
edebilirsiniz. Ben hazırladım diye söylemiyorum ama bence "Street Soul:
Graffiti from Turkey" alınması gereken bir kitap. Çünkü Türkiye'nin her
yerinden ve dünyadan birçok çalışmayı barındıran önemli bir kaynak.
Kitaplar daha yeni yayınlandığında içerisinde bulanan bir çok
graffitinin silinip, karalandığını da belirtmem gerekiyor. Türk sokak
kültürünün tarihi için bence önemli bir kaynak olacaktır.
Hangi
şehirler, ülkeler Grafiti açısından zengin ve güzel diyebiliriz? Bizim
ülkemizden de örnek vermek gerekirse nerelerde genç adamlar bu işe
merak salıyor en fazla? Yaşınla ilgili tüyo vermek istemezdim ama sen
de hala çok genç gözüküyorsun, bunun nedeni fazla boyaya maruz kalmak
olabilir mi?Genelde yapılan işlere bakıldığında
Türkiye'nin her yerinde graffiti var. Hiphop kültürünün ve Street Art
akımının yaygın olması gençler arasında bu işi popüler hale getiriyor.
Ama daha çok büyük şehirlerde graffiti daha yaygın. Sanat okullarının
olduğu şehirlerde de duvarlar renklenmeye başlıyor. İstanbul'dan başka
şehirlere okumaya giden graffiticilerinde bu yayılma olayındaki
katkılarını unutmamak lazım. Yaşımı göstermediğimi torunlarımda
söylüyor
ama tespitin oldukça ilginç. Fazla spray boya adamı genç
tutar.
Seni ne harekete geçiriyor? Mekan mı, duvar mı yoksa zaten aklında olan ya da aklına gelen bir fikir mi?Duvar
diyebilirim. Çünkü ben genelde freestyle dediğimiz doğaçlama
çalışmaları severim. Yaptığım graffitilerde o anki ruh halimin
yansımasını seviyorum. Stille beraber, renklerinde bu yansımaya katkısı
olduğunu söyleyebilirim.
Grafitinin
bazı çevreler tarafından popüler bir hale gelmesi ya da tasarım dizayn
malzemesi olarak kullanılması seni rahatsız ediyor mu?Eskiden
olsa rahatsız ederdi. Çünkü insan gençken olaylara daha fanatik bir
gözle bakıyor. Tarih boyunca moda ve tasarım dünyasını etkileyen her
akım aslında yeraltından çıkmıştır. Bu underground kültürlerin makus
talihidir bence. Sadece bu işi tasarım olarak yapan insanların sokakta
da işler yapmasını isterim. Yoksa bu tarz tasarımlar komik bir hale
geliyor. Sprey kullanmamış bir tasarımcı bir yazının neresinden boya
akacağını bilmez. Drips dediğimiz damlaları öyle saçma yerlere koyan
grafikerler var ki bizler bunlara bakıp eğleniyoruz. Benzer reklam
denemeleri çok yapıldı, yapılıyor da.
Diğer sanat dallarıyla aran nasıl? Ben bir kaç tanesi ile bayağı iyi olduğunu biliyorum ama biraz buralara da girelim mi?Müzikle
de uğraşıyorum. Babam müzisyendi. Evde hep müzik vardı. Bende şu anda
müzik koleksiyoncusu olarak kendimi görüyorum. 2000'li yılların başına
kadar "Statik" adlı bir rap grubum vardı. Konserler, toplama albümler
derken o işleri biraz geride bıraktım. Graffiti yönüm daha ağır bastı
açıkçası. 2005 yılında İstanbul Bienal'inde yer aldım. Sonra Sanatorium
bünyesinde iki sergide yer aldım. Özellikle Heykeltraş Barış İlkhan ile
beraber yaptığım "Versus" isimli sergi oldukça dikkat çekti. Ayrıca
sanat sayarmısın bilmiyorum ama Designer Toys ve Star Wars figürleri
topluyorum.
Senin için çizgiler mi renkler mi daha önemli? Ya da böyle bir sıralama var mı? Kötü sanki soru, cevap vermeyebilirsin.Kötü
bir soru değil ama kısaca ikisi de diyeceğim. Böylece her röportaj
yapan kişinin kabusu olan tek satırlık cevapla seni biraz korkutayım.
Kitap nasıl bir ilgi görüyor? Kimler alıyor ve sahip çıkıyor?Graffiti
camiası zaten böyle bir çalışmaya hasretti. Onlardan yana bir sıkıntım
olmadı açıkçası. Gerek İstanbul, gerek şehir dışındaki bir çok writer
kitabımı aldı. Ama ben daha çok tasarım, grafik okuyan öğrencileri ve
yurtdışındaki üniversitelerin bu kitaba ilgi göstermesi hoşuma gidiyor.
Çünkü yaptıklarımızı başka insanlara da sunmuş oluyoruz. Özellikle
turistlerin kitaba olan büyük ilgisi süper. Çünkü boyadığımız duvarlar
yurtdışına gitmiş oluyor. Birçok güzel email alıyorum kitaplarım
hakkında.
Türkiye de Grafiti
yapmanın ne gibi zorlukları var? Bir çok komik anın olduğunu biliyorum,
son olarak bizlerle paylaşmak istediğin bir hikayen var mı?Zorlukları
ile birlikte komiklikler de oluyor. Aklıma şu anda gelen olay ise
Muğla'da oldu. Bir önceki sene boyadığım duvarın yanına yeni bir
graffiti yapmak için zemini beyaza boyadığımda bir adam önce bana
graffitiyi sileceğimi zannedip bağırmaya başladı. Sonra ona öncekini
benim yaptığımız yanına yenisini yapacağımı söyleyince sevinmişti.
Boyamaya başladıktan sonra elinde bir tepsi ile çıkageldi. Çay ve
kurabiye getirmişti bana. Ben İstanbul dışında boyamayı daha çok
seviyorum. Çünkü küçük yerlerde yaptıklarımıza daha çok saygı
gösteriyorlar.
Bana ve sorularıma dayanıp cevapladığın için çok teşekkür ederim. Büyük saygı, büyük sevgi!Rica ederim. Eski bir dost olarak büyük zevkti. Flatliners rulez
Röportaj: Kaan Akay (Bant)
Online: http://bant.tv